Kürtaj Yasağı Fakir Kadını Öldürür

Kürtajın yasallaşması için mücadele eden Women on Waves'in kurucusu Dr. Rebecca Gomperts'ten düşündürücü analiz: 'Bir kadın istemediği gebeliği sonlandırmak için her şeyi yapıyor. Kürtajın yasak olduğu ülkelerin hiçbirinde 'kürtaj olmuyor' diyemezsiniz. Ama yasaklanması sosyal adaletsizliğe yol açıyor. Parasız kadınlar içlerine sopa ve iğne sokulması gibi tehlikeli yollara başvuruyor. Eğitimli, yüksek mevkide eşi olan, geliri yüksek kadınlar ise başka ülkelere seyahat ederek, güvenli merkezlerde kürtaj olmaya devam ediyorlar.

"Kürtaj yasağı fakir kadını öldürür"

Kürtajın yasallaşması için mücadele eden Women on Waves'in kurucusu Dr. Rebecca Gomperts'ten düşündürücü analiz: 'Bir kadın istemediği gebeliği sonlandırmak için her şeyi yapıyor. Kürtajın yasak olduğu ülkelerin hiçbirinde 'kürtaj olmuyor' diyemezsiniz. Ama yasaklanması sosyal adaletsizliğe yol açıyor. Parasız kadınlar içlerine sopa ve iğne sokulması gibi tehlikeli yollara başvuruyor. Eğitimli, yüksek mevkide eşi olan, geliri yüksek kadınlar ise başka ülkelere seyahat ederek, güvenli merkezlerde kürtaj olmaya devam ediyorlar'

Şenay YILDIZ/ Akşam Gazetesi
senay.yildiz@aksam.com.tr

Başbakan Erdoğan 'Kürtaj cinayettir' diyene kadar bu konu kimsenin gündeminde yoktu. Ama her zamanki gibi, o günden beri de gündemin en kritik konusu kürtaj haline geldi. Dünyada da bu konuda uygulamalar birbirinden farklı. Örneğin Amerika'da kürtaja izin veren federal yasaya rağmen eyaletler bazında yasaklama veya sınırlama girişimleri her seçim döneminde ısınıyor. AB üyeleri arasında ise İrlanda, Malta ve Polonya'da -annenin sağlığı gibi istisnai durumlar gözetilse dahi- kürtaj yasak. Kürtajın yasak olduğu ülkelerdeki durumu incelerken, karşıma bu ülkelere yönelik dünya çapında yaptığı eylemlerle adını duyuran Women on Waves (Dalgaların Üstündeki Kadınlar) adlı grup çıktı. Hollanda merkezli ama uluslararası örgütlü olan Women on Waves'in başında iki çocuk annesi jinekolog doktor Rebecca Gomperts var. Gomperts, kürtajın yasak olduğu ülkelere gemiyle giderek, uluslararası sularda park ediyor ve gemilerine gelen kadınların ilaçla gebeliklerine son verilmesini sağlıyor. Bu ilginç hikayenin kahramanı olan Dr. Gomperts ile kürtajın yasak olduğu ülkelerde yaşananlara ilişkin tecrübelerini konuştuk.

Women on Waves'in (Dalgaların üstündeki Kadınlar) kurucusu Jinekolog doktor Rebecca Gomperts dünyada kürtajın yasallaşması için yaptığı kampanyalarla adından oldukça söz ettiren bir aktivist. Türkiye'deki gelişmeleri yakından izleyen Gomperts kürtajın yasak olduğu ülkelere yönelik faaliyetlerini ve nedenlerini AKŞAM'a anlattı:

- Türkiye'de Başbakan Erdoğan 'Kürtaj cinayettir' dedikten sonra hükümet yeni bir yasa üzerinde çalışmaya başladı. Kürtajın süresi de kısalabilir, yasak da gelebilir. İzliyor musunuz gelişmeleri?

Evet, gelişmeleri yakından izliyoruz. Ben 19-22 Nisan'daki AWID Konferansı (12'nci Kadın Hakları ve Kalkınma Forumu) için Türkiye'deydim. Dünyanın dört bir yanından 2 bin kadın İstanbul'da buluşmuştu. Türkiye'de kürtaj konusunda bir öneri olduğunu hiçbirimiz bilmiyorduk. Çok şaşırdım. Bu gizli hazırlanan bir şey mi?

- Başbakan'ın konuşmasını duyana kadar bu meselenin gündemde olduğunu bilmiyorduk açıkçası...

Şimdi herkes 'Türkiye'de kürtaj yasaklanacak mı?' diye bekliyor... Bu demek oluyor ki, önümüzdeki dönemlerde Türkiye'ye de gelebiliriz. Biliyorsunuz, biz kürtajın yasak olduğu ülkelere gidiyoruz.

- Neden kürtajın yasallaşması için çalışıyorsunuz?

Ben bir tıp doktoruyum. Hollanda'da kürtaj 1983'ten beri yasal. Bu nedenle kürtajın yasak olduğu ülkelerde ne olduğu gerçeğiyle hiç karşılaşmamıştım. Greenpeace ile Meksika ve Güney Amerika'ya gidince kürtaj yasağının nelere sebep olduğunu fark ettim.

KADINLAR DURMUYOR Kİ

- Nelere sebep oluyor?

Kürtaj yasak olsa da olmasa da farklı nedenlerden dolayı o çocuğu dünyaya getirmemeleri gerekiyorsa, kadınlar bunu yapıyorlar. Yasadışı ilan etseniz dahi kürtajı bitiremezsiniz. Kimse bunu durduramaz. Durduramadığını dünyadaki pek çok örnekten de görebilirsiniz zaten. Kürtajın yasak olduğu ülkelerin hiçbirinde 'kürtaj olmuyor' diyemezsiniz. Dünya Sağlık Örgütü her yıl gerçekleşen 42 milyon kürtajın 20 milyonunun yasal olmayan şekillerde ve koşullarda yapıldığını söylüyor. Bunlar kadar önemli bir nokta da şu: Kürtajın yasaklanması sosyal adaletsizliğe yol açıyor.

60 BİN KADIN ÖLÜYOR

- Nasıl sosyal adaletsizliğe yol açıyor?


Parası olmayan kadınlar istemedikleri gebelikleri sonlandırmak için masaj, farklı bitkiler yemek, içlerine sopa ve iğneler sokulması gibi çağdışı, tehlikeli yöntemlere başvuruyor ve bu kadınların ölüm oranı çok yüksek. 300 kadından biri böyle ölüyor. Her yıl dünyada 60 binin üstünde kadın güvenli olmayan kürtaj yöntemleri nedeniyle yaşamını yitiriyor. 'Yasak' deseniz dahi, hiçbir pozitif sonucu olmayacak. Kadınlar ölecek, öleceğini bile bile yine deneyecek. Yasal ve güvenli olan kürtaj ise bir milyonda bir kadının ölümüyle sonuçlanıyor. Yani, iyi eğitimli, yüksek mevkilerde kocaları olan, gelir durumu yüksek kadınlar açısından hiçbir sorun yok. Onlar başka ülkelere seyahat ederek, güvenli merkezlerde kürtaj olmaya devam ediyorlar.

-  Örnek verebilir misiniz?

Mesela İrlanda'daki kadınlar İngiltere ve Hollanda'ya, Polonya'dakiler Almanya'ya ve Güney Amerika'dakiler de ABD'de kürtajın serbest olduğu eyaletlere, Suudi Arabistan'dakiler İran'a gidiyor.

FAKİR MARJİNALLEŞİR

- İran'da yasak değil mi kürtaj?


Kağıt üzerinde yasak ama biliyoruz ki Suudi kadınlar kürtaj için İran'a gidiyor. Yasak olmasına rağmen, İran'da nerede, kimin kürtaj yaptığını bulmak çok kolay. Bunlar tabii hep varlıklı kadınların alternatifleri. Sonuçta kürtaj yasağından parası olmayan, yurtdışına seyahat edemeyen ve yasa dışı şekilde bu işi yapacak doktorlara ulaşamayan kadınlar etkileniyor. Bu fakir kadınları daha da marjinalleştiriyor.

İstenmeyen çocuk mutsuz

-  Kürtaj rakamlarının azalması için de çalışıyor musunuz?

Evet. Gerçi pek çok ülkede korunma yöntemlerine ulaşma çok büyük bir problem değil. Bazen biraz lojistik sorunlar olabiliyor ama en sorunlu ve değiştirmesi zor olan kürtaj. Kürtaj sayısını düşürmek için aile planlaması yöntemleri ve cinsel eğitimin iyi verilmesi gerekiyor, yasaklamak değil. 

-  Peki, kürtaj tek başına kadının alması gereken bir karar mı? Eş veya partnerinin söz hakkı olmaması normal mi?

Kürtaj kararı partnerle alınırsa daha iyi. Ama gerçeklik şu ki, çoğu zaman partner bu işin içinde değil. Bazen çocuğu istemiyor, kadını terk etmiş veya ilişkileri kötü gidiyor olabilir... Ama sonunda bu kadının kararı. Çünkü doğum yaparak hayatını riske eden o. Unutmayın ki, her 10 bin kadından biri yaşamını doğumda yitiriyor. Kürtajda ölen kadın oranı ise yarım milyonda bir. Ayrıca, eğer bir kadının hayatında sevdiği bir erkek var ve çocuk sahibi olmak istiyorsa onu zaten hiç kimse durduramaz. Ama bir erkeğin hayatında bu tarz yaşamsal sonuçlar doğurmuyor.  Bu nedenle temelde kadınların alacağı bir karar.

DÜNYAYA GELMEK ÖNEMLİ DEĞİL

-  'Doğmamış çocuğun hakkı mı yoksa kadın hakları mı?' ikilemini hiç yaşıyor musunuz?


Bu konuda pek çok bilimsel araştırma yapıldı. İstenmeden dünyaya gelen çocukların daha sorunlu oldukları, kötü muamele gördükleri ve mutsuz bireyler oldukları yönünde pek çok istatistiğe ulaşabilirsiniz. Bir çocuğun sadece dünyaya gelmesi değil; hangi koşullarda dünyaya geldiği de son derece önemli.

Üzerimize savaş gemileri gönderildi

- Women on Waves nasıl hareket ediyor? Gemide nasıl kürtaj yapıyorsunuz?

Bizim kendimize ait bir gemimiz yok. Bu nedenle her seferinde bir gemi kiralayıp, içine mobil klinik kuruyoruz. Daha sonra kürtajın yasak olduğu bir ülkeye giderek, uluslararası sularda park ediyoruz. Bu gemi Hollanda bayrağı taşıyor. Bu nedenle Hollanda yasaları işliyor. Hollanda yasalarına göre, gemide kadınlara medikal kürtaj yapabilirsiniz. Bu nedenle, bizler gemide ameliyatla yapılan kürtajı değil sadece medikal kürtaj yapıyoruz. Gemi koşullarında bu pratik ve başka komplikasyonları da yok.

-  Nasıl oluyor medikal kürtaj?

Medikal kürtaj 9-12 haftaya kadar yapılabilen bir işlem. Dünya Sağlık Örgütü'nün de kabul ettiği, gebeliği sonlandırıcı uzun bir ilaç listesi var. Bu yöntemle gemiye gelen kadınların gebeliğinin sonlanmasını sağlıyoruz. Bence medikal kürtaj kadınlar için bir devrim. Çünkü artık kürtaj için doktora bile ihtiyaçları yok. Bu Türkiye'de de yapılabilen bir uygulama. Ayrıca,  kadınlar süreci tümüyle kendileri kontrol edebiliyorlar, bir ameliyat masasına yatmaları gerekmiyor, daha kolay.

- Gittiğiniz ülkelerdeki hükümetlerden tepki alıyor musunuz?

Evet (Gülüyor). Portekiz'de üzerimize savaş gemileri gönderdiler! 'Devletin ulusal güvenliğinden endişe ediyoruz' deyip, bizi bloke ettiler. Her zaman yasal soruşturmalar geçiriyoruz, bu bizim için artık rutin bir şey.

- Gemiyi kiralamak ve diğer aktivitelerin finansal kaynağı nereden geliyor?

Kadın ve insan haklarına destek olan insanlar bize yardım ediyorlar.

- Hollanda Hükümeti'nden destek alıyor musunuz?

Aaaa, böyle bir şey asla mümkün olamaz! Çünkü biz onlara çok büyük sorunlar açıyoruz. Gemimiz yüzmeye başladığında onların da diplomatlarını harekete geçirmesi gerekiyor. (Gülüyor)

24 haftaya kadar Fetüs'ü insan olarak görmüyorum
-  Biraz kaba olacak ama kürtaj yapan bir doktor olarak kendinizi 'bebekleri öldürüyor' gibi hissediyor musunuz?

Benim hastam kadın ve tıp bilimine bakarsanız, Fetüs'ün 24 haftaya kadar bilinci olmayan, hiçbir beyin aktivitesi olmayan bir varlık olduğu kanıtlanmıştır. Bunu araba kazası geçirmiş, nefes alan ama beyin ölümü gerçekleşmiş bir kişiyle karşılaştırabilirsiniz. Benim için tıbbi açıdan her ikisine müdahalede bir fark yok. Fetüs'ü bilinçli, kendi kendini kontrol edebilen bir insan gibi görmüyorum. Ama 24 haftadan sonra beyin aktiviteleri, bilinç vesaire gelişmeye başlıyor.

- Etik açıdan hiç problemli bir his veriyor mu peki size kürtaj?

Biliyorum ki, kürtaj bir gerçeklik ve yasal yollardan yapılan kürtajın bu işin içindeki herkese zarar verilmesini önlediğini, acıyı en aza indirdiğini biliyorum. Ve insanlara zarar vermenin azaltılmasının bu dünyadaki en önemli şey olduğuna inanıyorum. Yılda 60 binden fazla kadının kürtaj yasağı nedeniyle gereksiz bir şekilde yaşamını kaybettiği düşünülürse, bu korkunç bir acı. Çünkü burada anne olan, kocaları olan, bakmaları gereken çocukları olan kadınlardan bahsediyoruz. Bu nedenle, sadece kadınları değil, tüm ailelerini etkiliyor. 

- Sizin çocuğunuz var mı?

Evet, anneyim ve iki çocuğum var.

-  Hiç kürtaj oldunuz mu?

Evet, ben de kürtaj oldum. Ama bu alanda çalışanların motivasyonlarını psikolojik açıdan görmenizi istemem. Çünkü dünyada her yıl 40 milyon kadın kürtaj oluyor ve ben de onlardan biriyim.

4 HAFTA TUHAF BİR SINIR

- Türkiye'de kürtaj sınırının 10 haftadan, 4 hafta gibi daha kısa bir süreye çekilmesi de tartışılıyor. Nasıl yorumlarsınız bu süreyi?

Yumurta döllendikten sonra 4 hafta içinde hamileliği anlamanız çok zor, neredeyse imkansız. Bu oldukça tuhaf bir sınır. Sanki daha çok tümüyle yasak demekten ziyade, yasak demeden yasaklanmaya çalışmak anlamına gelir bu. Ayrıca, Türkiye'de özellikle kırsal bölgelerde kürtajın yine de çok rahat yapılamadığını biliyoruz. Öncelikle kadının kocasından izin alması gerekiyor. İzin alsa bile, oralardaki tüm doktorlar kürtaj yapmıyorlar. Bunlar da zaman gerektiren süreçler.

NEDEN ŞİMDİ GÜNDEM PEKİ?

- Dünyadaki ülkelerin çoğunda Fetüs ne zaman birey oluyor?


Doğduktan sonra. Bazı ülkelerde döllendikten sonra deniliyor. Ama bunlar azınlıkta. İrlanda veya Şili gibi oldukça koyu Hıristiyan ülkeler. Kürtajın yasaklanması için dünya çapında çalışan lobiler var ve hepsi birbiriyle bağlı. Bunlar koyu Hıristiyan gruplar. ABD'deki Human Life International gibi koyu Katolik organizasyonların bu konuda sürekli çalıştıklarını biliyoruz. Bu konuda koyu Müslümanlarla da bağları var. Size 'Niye şimdi Türkiye'de gündem oldu?' diye arkasına bakmanızı öneririm. İnsanların kendi dinlerine inanma hakkı var. Elbette, kürtajın doğru olmadığını, dinen yasak olduğunu düşünenler olabilir.  Ama böyle düşünmeyen insanlar da var ve onların haklarına da saygı gösterilmeli. Bu biraz din özgürlüğüyle de ilgili bir konu.

http://www.ucansupurge.org/turkce/index2.php?Hbr=657